bindirmek

bindirmek
(-i, -e)
1. binmek 的使动态: Çocukları salıncağa bindirdi. 他把孩子们放到秋千上。
2. -e 触到, 撞到, 搁浅: Gemi rıhtıma bindirdi. 轮船撞到了码头上。Kamyon hızını alamamış; duvara bindirmiş. 卡车刹不住了, 撞到了墙上。O gün bir dolmuşa bindirip üç taklalı sirk numaraları göstermiş. 那天他撞了一辆小公共汽车, 像耍杂技似的翻了三个跟头。
3. 加上, 添上: dert üstüne dert \bindirmek 使愁上加愁 vergi üstüne vergi \bindirmek 税上加税

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • bindirmek — i, e 1) Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi. O. C. Kaygılı 2) e Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deniz bindirmek — denizde birden fırtına çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sahile bindirmek — den. gemiyi içindeki yükü oluşan tehlikeden kurtarabilmek amacıyla bilerek karaya oturtmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • inada binmek (veya bindirmek) — iş inada binmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tur bindirmek — sp. atlet, arkasından geleni bir veya daha fazla turla geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mündürmek — bindirmek. ll , 197 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bindirme — is. 1) Bindirmek işi 2) Birbiri üzerine gelerek eklenen levha, kiremit, ahşap parçalarının durumu 3) ask. Çıkarma harekâtına katılacak birliklerin, çıkarma yerine gitmek için kendilerine ayrılan deniz araçlarına binmeleri Birleşik Sözler bindirme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • deniz — is. 1) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi 2) Bu su kütlesinin belirli bir parçası Marmara Denizi. Karadeniz. 3) Aydaki düzlükler 4) mec. Geniş alan 5) mec. Çokluk, yoğunluk Birleşik Sözler deniz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sahil — is., Ar. sāḥil Karanın deniz, göl, ırmak boyunca uzanan bölümü, kıyı, yaka, yalı Bir gün, adanın sahilinde, bir soğan yüklü kayık gelip demirledi. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler sahil boyu sahil çizgisi sahil devriyesi sahil kordonu sahil… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tur — is., Fr. tour 1) Dolaşma Yemekten sonra araba ile tura çıktık. Y. K. Beyatlı 2) Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş 3) Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat Birleşik Sözler tur… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • terkisine almak — (birini) üzerinde bulunduğu atın sağrısına bindirmek Sonra atlarının terkisine aldılar, benimle beraber kaçtılar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”